Hakkımda

12 yaşımdayken kral arthur ve şövalyelerini konu alan bir romansla tanıştığım lancelot'a aşık oldum. arthur ve lancelot'u daha yakından tanımak istediğim için yıllarca arthur mitolojisi okudum. sonra ingiliz, kelt, iskandinav, dünya mitolojileri, efsaneleri, dinleri derken biraz psikanaliz, biraz karşılaştırmalı mitolojiler, biraz din ve inanç teorilerine bulaştım; şu an derdimi anlatacak kadar freud, jung, eliade biliyorum. bu blog, saydığım konuları karıştırıp çorba yapıyor. afiyet olsun.

18 Şubat 2006

gullinkambi

"altın ibik" anlamına gelen gullinkambi (goldencomb), iskandinav mitolojisinin bir nevi cenneti olan valhalla'da yaşayan altın ibikli horozun ismi. her sabah öterek einherjarları uyandırır, onlar da kalkıp gece odin'in vereceği ziyafete kadar dövüşürler, ziyafette ise tanrı tarafından iyileştirilirler. uzun ve zamansız ötüşü ragnarok'un başladığını haber verecektir.

"her gün kolunu bacağını kaybedip gece iyileştirilmek" kısmı prometheus'u anımsatıyor. "her gece verilen ziyafet" alenen nordic, başka bir kültürün mitolojisinde tekrarını/benzerini aramanın anlamı yok. "ragnarok" (kıyamet günü) zaten ölüm sonrası yaşama inanan her toplumda var, ufak farklılıklarla tabi ki. mesela norse'lar herkesin dirileceğine değil, sadece savaşta ölerek valhalla'ya taşınmış askerlerin dirileceğine inanıyor. islamiyet ise kıyamet günü geldiğinde istinasız herkesin yattığı yerden kalkıp hesap vermeye geleceğini söylüyor, ama nasıl kuzeyliler yalnızca savaşta ölen dövüşçülerin cennete gitmesine izin veriyorsa, islam da yalnızca allah'a inanan ve sevapları günahlarından fazla olanları cennete alıyor. ama benzerlikler var demiştik; israfil'in borusu sur da, gullinkambi de uzun ve keskin şekilde öterek kıyameti başlatıyorlar.

Hiç yorum yok: